Saturday, June 22, 2024

yazı çıkmazı (:p)

<22.06.024>  Felsefenin, edebiyatın ve felsefi edebiyatın sonu [?] üzerine

1.

Kendimi felsefe – edebiyat arası, ne o ne bu, hem o hem bu üretimlere kaptırdığımdan beri –gerçi buna kaptırmadığım bir zaman olmadı ama işte şimdi daha bir yazıya odaklanmışken- kafamda dönüp duranlardan bahsedeceğim...

Bu sorular aslında uğraştığım metinlerin de derdini ve gövdesini teşkil ediyor. Ama metne dökmekle de bitip çözülmüyor. Hepsi yanıtlanmaz sorular.. Ama sanki yanıtı çoktan verilmiş de bir yandan.. Yanıtı verilmiş, o yanıt yanlış. Ama öyle de yanlışlanmaz sorular!

Sorunlar. Kendini dayatan sorunlar. Bir yandan gözden uzak bir kenarda derdedilen, sana ait olan, senin vehminden ibaret olan, bir yandan tüm bir kültür tarihi ve dünya yazınına dair olduğunu iddia eden sorunlar. Bir de işte hep bu ölçek uymazlıkları, münasebetsizlikler, uygunsuzluklar.. Nietzschevari bir İsa sendromu gelir, dikkat! Ama ne yapacaksın? Yazıyla uğraşıyorsun, kendi varoluşsal sorgulamasını seriyor.

Okumak ve yazmakla mutlu olduğun için. Orası kolay, daha derin bir sorgulamaya gerek yok. Ama okuduklarımız vaktimize değer miydi? Yavanlık ve ahmaklıkta yarışan sabuklamalardan bir tane daha okuyacak mıyız? Dahiyane aptallıklardan keyif alıyor muyuz? Bu konulara geleceğim bence...
2. ...